Testi yapan kişiler, çok özel şartlarda, özel kişisel koruyucu ekipman giyerek, sıkı önlemler altında yapması gerekiyor. Burundan ve/veya genizden sürüntü çubuklarıyla alınan örnekler, kapalı ortamlarda, çok dikkatli bir şekilde taşınıp laboratuvarda test ediliyor. Üst düzeyde güvenlik önlemleri alınıyor. Kapalı ve hava sirkülasyonu az olan alanlarda maske kullanınız. Standart maske yeterlidir ancak çok riskli iseniz farklı maske kullanımınız konusunda hekiminize danışınız.
Test, ilgili hekim karar verdiği andan itibaren 7/24 çalışan referans merkezlerine gönderilir, en erken 36 saatte (şu anki şartlarda) sonuçlanıyor. Tedavi, izolasyon ve en önemlisi hastalığı doğrulanmış kişilerin yakın temasta bulunduğu kişilerin tespiti gerçekleştiriliyor bu sayede. Mutlaka sıkı ev izolasyonu yapılması, başka kişilerle görüşmemeleri ve klinik olarak şikayet olduğunda sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri anlatılıyor.
Örnek alınması önemli bir noktadır; doğru zamanda ve yöntemle alınması, taşınma şartları da uygun şekilde yapıldığı sürece testler doğru sonuç verir. Bu laboratuvarlar uluslararası standartlarda, kalite kontrol ve validasyon çalışmaları yapılan laboratuvarlardır. Dolasıyla testlerin doğruluğu ile ilgili herhangi bir şüphe yoktur. Bahsettiğimiz gibi çok fazla bileşen var laboratuvar aşamalarında. Testlerle ilgili halkımız tarafından hiçbir güvensizlik olmasın, kanıta dayalıdır ve test sayısı arttırılarak devam edecektir.
Ateş, öksürük gibi belirtiler olduğunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Bakanlığın belirlediği hastanelerde ve laboratuvar merkezlerinde şüpheli temas veya yurtdışından gelme durumu var ise ilgili formlar doldurulup örnek alınıyor. Sağlık Bakanlığı’nın düzenlemesine göre, takip ve tedavi tam teşekküllü pandemi hastanelerinde yapılıyor.
“Ben kendime test yaptırmak istiyorum, koronavirus ile karşılaştım mı merak ediyorum” diyerek test yaptırmak olası değil. Kişinin eğer şikayeti varsa, belli bir yaş üzerindeyse veya bilinen bir koronavirus hastası ile teması var ise hastaneye başvurması gerekiyor. Hastaneleri gereksiz yere de meşgul etmemek lazım. En önemlisi izolasyon kurallarına uymak ve el hijyen kurallarıyla birlikte önlemlerimizi almak, kendimizi olabildiğince sosyal ortamlardan izole etmek, çocuklarımızı oyun parkı, AVM veya ev ortamlarındaki buluşmalardan uzak tutmaktır. Bu işi hep beraber en az olumsuz etki ile atlatmaya çalışıyoruz.
14 gün evde kalmayı ve 14 kuralı unutmamak gerekiyor bu süreçte. Öksüren veya ateşi olan birisiyle temasınız olduysa veya sizde ateş, öksürük, kırgınlık, nefes almada sıkıntı oluyorsa bir sağlık kuruluşuna gidilmeli. Bu kişiler sağlık kuruluşunun kapısından girerken mutlaka tıbbi maske takmalılar. Hastanede yatmayı gerektiren bir durum yoksa da çocuklarıyla, eşiyle olan temaslarını kesmeliler. Bütün eşyalarını ayırarak evde, odalarında oturmalılar, ev hapsine dönüştürmeliler. Bu enfeksiyonu hafif de geçirebiliriz. Önemli olan ağırlaşmadan, bu hastalığı kötü geçirebilecek kişilere bulaştırmamak.
Virüsün aktif hale gelmesi ikinci gün ile başlar. Hastalığın, yüzde 70-80 oranında kişide hafif belirtilerle geçeceği bildirilmekte. Siz enfeksiyonu hafif geçirseniz de 14 gün boyunca (daha sonrasında da olabilir ancak 14 gün kanıtlara dayalı olarak yeterli görülüyor) bulaştırmaya devam ediyorsunuz. Bu bulaşma zincirini engellememiz gerekiyor. Hele ki çevrenizde akciğer hastalığı olan, astım, kalp hastalığı, şeker hastalığı veya altta yatan başka hastalıklara sahip olan erişkin ya da çocuk varsa. Biz iyi olsak da onlarla temasımızla bu hastalığı ağır geçirmelerine yol açabiliriz.
Bütün viral hastalıklarda aslında 1 metrelik sosyal mesafeden bahsediyoruz. 1 metre mesafe içerisinde özellikle öksürme, hapşırma ya da temas yoluyla bu virüsü alma durumunuz var. Bu yüzden toplu taşımalar, sosyal aktiviteler, düğünler, spor müsabakaları gibi birçok etkinlik iptal edildi. Çok yakın mesafede kısa süre bile bulunmamanız, el temasları, tokalaşma, sarılma gibi durumları engellemeniz gerekiyor. Çünkü bu virüs yüzeyin durumuna göre değişen, temizlik yapılmadığında 2 saat ile 9 güne kadar yaşayabildiği bilim insanları tarafından yazılmaktadır.
Şüpheli kişi evde, oda izolasyonunda olmalı ve oda dışına çıktığında tıbbi maske takmalıdır. Eşyalarının hepsi, temas edilen her şeyi ayırmamız gerekiyor. Ev izolasyonunda da başta yapmamız gereken şey, su ve sabun ile sık sık ellerimizi yıkamaktır veya kolonya-el dezenfektanları kullanmaktır. Evin içerisinde çocuklarımıza, eşimize bu durumu anlatarak önlemlerimizi almamız gerekiyor.
Bu durum kişisel durumlara göre değişebilir. İmkânınız varsa ayrı bir evde durmak veya aynı evde odaları ayırmak gerekir. İzolasyona alınması gereken kişinin odadan dışarı çıktığında ya da aile içi temaslarında tıbbi maske takması gerekiyor. Kirlendiğini düşündüğü andan itibaren o maskeyi atıp yenisini takması gerekiyor. Yani evde karantinaya alınan kişi için bol bol el hijyeni ile tıbbi maske yeterli olacaktır.
Özellikle çocuklara el yıkama alışkanlığı kazandırmak önemli. Bu işi şarkı söyleyerek eğlenceli hale getirebiliriz. Bir şarkı seçip o şarkıyı söylerken eller yıkanabilir. Böylece 20 saniyelik el yıkama süresi dolmuş olur. Ellerimizin tüm yüzeyini, parmak aralarıyla dış yüzeylerini, tırnaklarımızla ellerimizin iç yüzeylerini ovalayarak sabunlamalı ve bileklerimize kadar suyun altında durulamalıyız. El yıkamadaki önemli ayrıntı süresidir.
Hatalı kullanılırsa -Hayır-! Kişi eldiven takınca kendini koruduğunu zannediyor ancak tam tersi. Eldivenle her yere dokunarak virüsü çevreye ve kendisine daha fazla bulaştırıyor aslında. Eldiven takmadan önce veya taktıktan sonra da ellerimizi yıkamamız gerekiyor. Eldiven kirlendiği anda atılması gerekir. Tek bir eldiven ile 10 farklı yere dokunduğumuzda kendimizi koruduğumuzu zannederken birçok kişiye de bulaştırıyoruz. Sağlık merkezleri dışında, ev ve iş yeri gibi günlük kullanımda su ve sabun ile yıkamaya tercih edilmemeli.
Bu konu çok önemli bir konu. Kişi hastayla temas etmeyecekse maskeler kullanılmalı. Ancak onlar da belli bir süre nemlendiyse, kirlendiyse, maskeyi önden değil de kenarlarından tutarak çıkarıp atmamız gerekiyor. Eğer kendinizden şüpheleniyorsanız herhangi bir yere veya sağlık kuruluşuna giderken başkalarını korumak adına tıbbi maske takarak gitmeniz gerekiyor.
Yüzde 80’lik kolonya kullanılmasını öneriyoruz. Ancak elinize kolonyayı döktükten sonra elimizin her yerini ovuşturup kurutmalıyız. Kolonya kullanarak virüsü öldürmüş oluyoruz.
Evet, kolonyada olduğu gibi el dezenfektanları da elimizin her yüzeyini ovuşturup kuruttuğumuzda korur. Ancak el dezenfektanlarını suya ve sabuna ulaşamadığımız zamanlarda kullanmayı öneriyorum. En önemli şey elleri su ve sabunla sık sık 20 saniye süre ile yıkamak.
Bunun koruyuculuğu bilimsel olarak kanıtlanmış değildir. Nezle ya da burun tıkanıklığı gibi şikâyetiniz var ise tuzlu su ile gargara yapılabilir ama hiçbir şikayeti olmayan kişinin sık sık tuzlu su ya da sirkeli su ile gargara yaparak “kesin bir şekilde” virüsü önlediğini söylemek mümkün değil.
Şu anlık bilgiler ışığında bizdeki enfeksiyonun ev hayvanlarına geçip onları hasta edeceğine dair bir kanıt yok.
Gün içerisinde en çok kullandığımız yerler kapı kolları, asansör düğmeleri, kapılar, mutfak ve tuvaletlerdeki armatürler… Buralar en riskli yerler. Yeme-içme aktivitesinde kullanacağımız bardaklar, tabaklar ve tüm ürünlerin mekanik temizliği için yapabileceğimiz şeyler var. Temas edilen yüzeylerde temizlik yapılmadığı zaman 2 saat ila 9 gün arasında virüs canlı olarak kalabiliyor. Özellikle tanı konmuş hasta birinin kullandığı eşyaların yüksek ısıda yıkanması gerekiyor.
Yüzeyler için 1/50 veya 1/100 oranında sulandırılmış çamaşır suyu günlük temizliklerde kullanılabilir.
Yeni Koronavirüs’ü bir kişinin 2.5 kişiye bulaştırabileceğini biliyoruz. “Grip gibi geçiyor” diyoruz ama bulaştırıcılığı gribe göre daha fazla. Bizi endişelendiren kısım bu zaten, bulaş zincirini kırmak gerekiyor.
Grip aşısının mevsim başında yapılması gerekiyor. Bu aşı gripten korur ancak Koronavirüs’ten korumuyor. Koronavirüs aşısı geliştirildiğinde özellikle risk grubundaki insanların bu aşıyı yaptırmaları çok önemli olacaktır. Salgın durumlarında aşılar daha hızlı bir şekilde üretilebiliyor, bekliyoruz.
Yaz mevsiminde azalmasını bekliyoruz ama virüs yeni. Herhangi bir mutasyon olur, seyir değiştirir mi, bilemiyoruz. Kuzey yarımküreden güney yarımküreye doğru hava sıcaklığının da değiştiği bir dönemde ülkeler arası hareket olduğu sürece enfeksiyonlar olabilecek. Tahminler azalacağı yönünde ancak henüz bunu net bilmiyoruz.
Öncelikle kalabalık toplantı ortamlarının ve büyük konferansların iptal edilmiş olması gerekiyor. Ofis çalışanları arasında eşya ve kalem, kağıt transferlerinin en az tutulması lazım. Evde olduğu gibi iş yerinde de su, sabun ve el dezenfektanı kullanılmalı. Eller ile ağız ve yüze dokunulmaması gerekiyor. En önemlisi de şüpheli biri ile temas varsa veya bir seyahat sonrası ya da bu enfeksiyonu geçirdiğini bildiğimiz birinin yakınlarıyla temas edildiyse başkalarına bulaştırmamak için kendimizi ev izolasyonuna almamız gerekiyor. Çünkü bu virüsün ellerle yayıldığını, solunum yolu ile havada bol miktarda asılı kalıp da üzerinize düşmesi ihtimalinin düşük olduğunu biliyoruz.
İş yerine toplu taşıma ile geliniyorsa çok kişiyle temas etme riski var. Bu nedenle iş yerine girildiği anda ellerin mutlaka çok iyi yıkanması lazım. Ortak bilgisayar, telefonlar, kullanılan kalemler ve kırtasiye malzemeleri, sunum yapılırken kullanılan kumandalar sık sık temizlenmeli. Temasın azaltılması lazım. Bu dönem tokalaşmayı kesinlikle bırakmak gerekiyor. Tüm kurumlar ateşi olan ve öksüren kişilerin işe gelmemeleri konusunda uyarıları zaten yapıyor. El dezenfektanlarının ilgili yerlere yerleştirilmesi de önemli. Tuvalet ve yemekhanelerde temasın çok olacağı bölümlere dikkat edilerek düzenlenmesi gerekiyor. Gerekli durumlarda eldiven ve tıbbi maske kullanılmalı. Uzaktan çalışılabilecek herhangi bir iş tanımı mutlaka değerlendirilmeli.
Hasta olan kişi zaten işe gelmemeli. Standart 14 kurala dikkat edilmeli. Çok zorunda kalınmadıkça kurum içinde kalabalık toplantılar yapılmamalı. Toplantılarda herkesi birer metre ayırmak çok da kolay değil.
Gripte kırgınlık, burun akıntısı gibi bulgular erken başlıyor ve biz hastalığı erken anlayabiliyoruz. Hastalığı tanıyoruz ve kullanabileceğimiz ilaçlar var. Akciğer akut hastalığıyla insanın bütün ciğerlerini harap edecek bir duruma daha az oranda gelindiğini biliyoruz. Korunmak açısından bir aşısı var.
Koronavirüs’te ise belirtiler ani başlayan ateş ve kuru öksürük şeklinde ve kötüleşme olacaksa da aniden ağırlaşıyor hastalar. Şu anki sorun ise, bu kadar çok kişinin aynı anda hastanelere başvurması! Bulaş hızını azaltarak, salgını baskılamaya çalışmak ve sağlık hizmetinin devamlılığını sağlayabilmek tüm çabamız.
Sayın işverenler,
Bildiğiniz gibi şimdiye kadar İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri 4857 sayılı İş Kanunun, İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğünün belirli maddelerine dayanılarak çıkarılan yönetmelikler ile uygulanıyordu. Örneğin; Ağır ve tehlikeli işler yönetmeliği, Çalışanların İş Sağlığı ve Eğitimlerinin Usul ve Esasları hakkında yönetmelikler gibi.
Ülkemizde son iş kazası istatistiklere göre yılda 62.000 günde 172 iş kazası olmakta ve bunlardan 4’ü ölümle sonuçlanmaktadır. İş kazalarının ülke ekonomisine maddi kaybı yaklaşık 8 milyar TL Civarındadır. Dünya da ise her gün 1 milyon iş kazası olmakta ve 1000’e yakın çalışan hayatını kaybetmektedir. İş kazaları ve Meslek hastalıkları sonucu maddi ve manevi kayıplar incelendiğinde bu kanunun gerekliliği ortadır.
TÜRKİYEDEKİ İŞ KAZALARI
İŞYERİ BÜYÜKLÜĞÜ- İŞÇİ SAYISINA GÖRE İŞYERİ SAYISI İŞÇİ SAYISI
1-9 1.214.259(%85) 3.238.542(%29)
10-49 182.843 3.576.946(%32)
50-(+) 28.147(%2) 4.262.633(%39)
Ülkemizin İş Sağlığı ve Güvenliği yönünden ilk kanunu olması ve çok büyük değişiklikler getiriyor olması devrim niteliğindedir.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUN GETİRDİKLERİ VE GENEL ÖZELLİKLERİ
En büyük değişiklik İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 2’nci maddesinde belirtilmiş ki buna göre;
Bu kanun
ARTIK; BÜTÜN İŞLER, BÜTÜN İŞYERLERİ VE ÇALIŞAN HERKES İSG KANUNU KAPSAMINDA!
İŞVEREN NE YAPMALIDIR?
Öncelikle ;
İşyerinin özelliklerine göre Tehlike sınıfını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ‘nın yayınlamış olduğu İş Yerlerinin Tehlike Sınıfları Tebliği’nden bulunabilir.
Aşağıdaki tablodan işyerlerinin çalışan sayısı ve Tehlike sınıfına göre yapmaları, uymaları gerekli olan yasa şartları ve tarihleri bulabilecek.
Çalışan sayısı | Tehlike sınıfı | Hizmet Ödeme | Hizmet şekli | Uygulama Tarihi |
01-9 | Fark etmez | Devlet | OSGB | 1-2 Yıl sonra |
10-49 | Az tehlikeli | işveren | OSGB | 30.06.2014 |
Tehlikeli | 30.06.2013 | |||
Çok tehlikeli | 30.06.2013 | |||
50-499 | Fark etmez | işveren | İSGB-OSGB | 1.01.2013 |
500 ve fazla | Çok tehlikeli | işveren | İSGB kalan sayı OSGB alabilir | 1.01.2013 |
750 ve fazla | Tehlikeli | işveren | Önce İSGB kalan sayı kadar OSGB hizmeti alabilir | 1.01.2013 |
1000 ve daha fazla | Az tehlikeli | işveren | Önce İSGB kalan sayı kadar OSGB hizmeti alabilir | 1.01.2013 |
BU TABLONUN AÇIKLANMASI;
İşyeri Hekimi, İş Güvenliği Uzmanı, Sağlık Personelini bünyemizde çalıştırma yükümlülüğünüz olmayacaktır. Bu personelin tüm sosyal ve güvenlik hakları hizmet aldığınız veya alacağız 7renk Osgb’nin sorumluluğundadır.
Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi ile iş sağlığı ve güvenliği hizmeti tek elden yürütülecek, oluşturulacak iş sağlığı ve güvenliği kurulunun alacağı kararlar daha kolay uygulanacaktır.
Neden 7Renk OSGB İle Çalışmalısınız?
Daha sağlıklı, güvenli, huzurlu ve verimli çalışma ortamları oluşturulması, meslek hastalıkları ve iş kazalarının engellenmesi amacıyla Tüm işyerlerini kapsayacak şekilde 1 Ocak 2013 de uygulamaya alınan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununu yürürlüğe girmiştir. Nasıl ki işletmenin bir Mali Müşaviri varsa, bu kanun ile her işletmenin bir iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi olacaktır.
İSG Kanunun uygulamasını özetlersek; Az Tehlikeli Sınıfta 50 ve üzeri çalışanı olan iş yerleri ile tehlikeli-çok tehlikeli sınıftaki iş yerlerinde 1 kişi dahi çalışırsa sürekli İSG hizmetleri için OSGB firmaları (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi) ile anlaşması zorunluluğu başlamıştır.
Kamu Kurumları ve 50 kişi altı az tehlikeli sınıftaki iş yerleri de sürekli İSG Katip ataması gerekmeksizin, Çalışanlarına İSG eğitimleri Acil durum tatbikatları, sağlık kontrolleri ile tüm İSG dokümantasyonlarını yaptırmakla yükümlüdürler. Az tehlikeli Sınıfta faaliyet gösteren işletmeleri örneklemek gerekirse ; Büro ortamında çalışan avukatlık , muhasebecilik gümrükçülük gibi işler, Mağazacılık hizmetleri, Lokanta hizmetleri vb. gibi iş sağlığı ve güvenliği risklerinin daha düşük olduğu sektörlerdir.
İŞ Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerin özel sektör eliyle yapılması için de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Birimleri kurulmuştur. İSG Hizmeti almaması tüm işyerleri için kanunen zorunludur ve alınmaması halinde çok yüksek para cezaları uygulanmaktadır.
Yedi Renk OSGB A.Ş. olarak hizmetlerimizi yüksek kalite standartları içerisinde sizlere sunmaktayız. Müşterilerimize her koşulda destek vererek yıllardır sektörde yer almanın verdiği deneyim ve tecrübeyle yolumuza devam ediyoruz.
Tüm şirketlerin muhasebe işlemleri için bir mali müşaviri olduğu gibi; iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almaları için de OSGB danışmanı olacaktır. Bu firmalar 28515 sayılı resmi gazetede yayınlanan “ İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmenliği” çerçevesinde hizmet sunarlar.
İş güvenliği uzmanlarının görev yetki ve sorumlulukları 28512 sayılı resmi gazetede yayınlanan yönetmelikte, iş yeri hekimlerinin görev yetki ve sorumlulukları ise 28713 sayılı resmi gazetede yayımlanmıştır.
Firmanın görevlendireceği iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi tehlike sınıfına göre değişen sürelerle çalışanlara hizmet sunacaklardır.
7Renk OSGB A.Ş. bünyesinde çalıştırdığı iş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimiyle birlikte hizmet vermekten gurur duyar. Firmaların ihtiyaçları doğrultusunda hizmet vererek OSGB sürecini sürdürür. Herhangi bir iş kazası durumuna karşın firma içerisinde gerekli önlemleri alır. Kanuni esasları uygulayarak kaliteli bir şekilde hizmetini devam ettirir.
7Renk OSGB A.Ş. çalıştığı firmalarla arasında güvenilir ve şeffaf bir ilişkinin oluşmasına dikkat eder. Bu hususta hazırlanan hizmet sözleşmeleri karşılıklı olarak imzalanır. Sözleşmede yer alan maddeler taraf firmayla görüşülerek gerekli bilgilendirmeler yapılır. Sonrasında İSG Katip sisteminden atama onayı yapılarak OSGB hizmet süreci başlatılır. İki haftada bir kez iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanımız ile birlikte firma ziyareti yapılır.
iş sağlığı ve güvenliği kapsamında yürütülen yasal yükümlülüklerin gerçekleştirilmesi konusunda işverenin sorumluluklarını paylaşarak, özveriyle, çözüm ortaklığı sunmaktayız.
Kalıcı Çözümler
İş Sağlığı ve Güvenliği alanında edindiğimiz bilgi birikimini ve tecrübelerimizi , işverenlerimizin işyerlerinde,işyeri bünyesinde görev alarak, İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatının İşverenlere yüklemiş olduğu sorumluluk ve yükümlülüklerine faydalı olmaktır.Zaman periyodu bulunan çalışmaların zamanında yapılması için takibinin yapılarak, işverene önerilerde bulunulması, Periyotlar içinde tamamlanması gereken İş güvenliği eğitimlerinin verilmesi ve sertifikalandırılması, belgelendirilmesi, Hazırlanması gereken mevzuat gereği belgelerin hazırlanması ve güncellenmesini içeren İş Güvenliği Hizmetlerinin yerine getirilmesi şeklindendir.